9 Aralık 2011 Cuma





Kaçınız sevdiğiniz kızın/erkeğin avuçlarındaki izlerle ilgilendi ? Pardon siz direk vücudunu inceliyordunz dimi ?

8 Aralık 2011 Perşembe






Umut etmek ne güzel şeydir...





 "Birkaç dakika önce mutluydum,ölüme mahkum olduğumu unutmuştum.Derken hatırladım,çok korktum."








...death

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Veda...

       Ben de bir bıçakla gölgemi kessem, bu lanetli ruhtan kurtulabilir miyim ? Lanetli ruh diyorum ama gülemiyorum. Burada,büyük bir yangının içinde bütün dünya sanki bu eskimiş dolaplardan,bu boyaları çatlamış duvarlardan oluşmuş ve ben kendimi öldürüyorum, kendimden kurtulmak için, yapacak başka hiçbir şey bilmediğim için, kimse bana yapacak birşey olduğunu söylemediği için, burada, mavi yatak örtüsünün üstüne yayılmış kırmızı- yeşil haplar içiyorum... Küçük reçelli ekmek parçaları gibi,bir kadın şarkı söylüyor, birinin uğruna ölmekten sözediyor, ben kimse için ölmüyorum, hiçbir şey için ölmüyorum.! Ben yeşil yaprak ormanı'na gitmek istiyorum.. Su içiyorum,ölümle yaşamı birbirine karıştırıyorum,reçelli ekmeklerle yaşamaya çalıştığım günler çokta uzakta artık,istemediğim görüntülerden,istemediğim sözcüklerden kaçarak geçecek bir hayat,sürekli birlerden gizlenerek,sürekli kendinden gizlenerek,sözcükleri değiştirerek ,istenilenlerle, istediklerimiz arasındaki dengeyi kurarak her an bu oyunu sürdürmek için gergin bekleyerek,sokaklardan,gecelerden,karanlıktan,erkeklerden,okullardan,hastanelerden,yüksekten,kapalı bir hücreden,arabalardan,uçaklardan,askerlerden,dostlardan,sevgililerden,acıdan, mutluluktan,öfkeden düşünmekten,bir günün bitmesinden,gecelerin sonsuza dek sürmesinden,yalnızlıktan,başkalarıyla birlikte olmaktan,sevmekten bir gün ansızın hastalanmaktan,mezarlıklardan,kalabalıklardan,seslerden,sessizlikten korkarak,anlamsız bir oyun gibi,renklere,titreyişlere,değişen görüntülere kapılarak sürüklenip gitmek....
            Gitmiyorum Artık .! Bırakıyorum.Zaman burabilir,görüntüler geçmeyebilir,en azından benim için durduruyorum,gitmek istediğim her yere gidebilirim şimdi,uzak yıldızların arasında bir nokta olabilirim,söylediklerimizden çok gizlediklerimizden oluşan bu görüntülerden,onların anlamını çözmek için delice çaba harcamaktan sıkıldım artık,kendi görüntümden onu siliyorum,kimsenin umurunda olmasa da...
Günler farklı zamanlardan,farklı yerlerden seçilmiş yüzler,duruşlar,sesler,kokular birbirine karışıyor,gözlerim sızlıyor,ağırlaşıyor,herşey dönüyor, artık bana birşey sorduklarında cevap vermek zorunda değilim,artık kimse sözcükleri unuttuğumu sandığım için bana tuhafbiriylmiş gibi bakmayacak,kendi kullandıkları bütün sözcüklerin boşaltılmış olduğunu söylediğim için benden nefret etmeyecek.
    Telefon çalıyor,burada mı, anılarda mı,anıların telefonunu açıyorum,çocukluğumla konuşuyorum, aynanın önünde sakın bir daha ağlama,gazeteleri sakla,o şişman şeytanın eteğine bas ! diyorum. Tavandaki çizgiler kırılıyor,ben konuşuyorum ama telefon hala çalıyor,kıpırdayamıyorum. Birileri kollarımı,bacaklarımı alıp gitmiş sanki,akvaryum da dönüp duran aptal yüzlü balıklar gibiyim,yeniden başlayış,bir sır var mı,öğrenmek istemiyorum, bi düşte sonsuza dek kalacağım artık,telefon çalıyor,kapı,nerede,sesler de ağırlaşıyor...


             Bir de üşüdüğüm geliyor aklıma,o gecenin boğultusunu,beyaz tavandaki belli belirsiz ayrıntıları oraya yanıyan görüntüleri hatırlamıyorum.. Sonra uzun bir uykudan uyandım. Annem bana bakıyordu,yüzünde acı,öfke,korku dolu birşey,bilincimde kara bir nokta,kayıp saatler vardı,hiç bilemeyeceğim şeylerle dolu saatler,hayatın güzelliğinden,gençlikten sözeden doktorların yüzüne baktım,günlerce konuşmadım. Sanki yeteneğini yitirmiş gibi.sonra bir gün tekrar konuşmaya başladım. Beni başka bir şehire,bir dilenme evine yollayacaklarını söylediler. Artık hiçbirşey istemediğimi söyledim. Ölmek sandıkları kadar acı birşey değildi. Bütün bu görünyülerin en sonuncusuydu o kadar, ama anlamadılar. Ölmek isteyen birini uzaklara göndermek ne tuhaf .! Onlara söyleyemedim,yanımda kimse kalmadığını bana tek birşey,bir günü dürdürmek,bir günü daha taşıamk için birşey olduğunu söylecek kimse olmadığını,bunu anlamalarını bekledim. Onlarsa beni hiç tanımadığım insanların arasında,uzağa yılladılar.. Haksızlık mı ediyorum yoksa ? Belki yapmaya çalıştıkları yalnızca ölmek istediğim bir odadan beni çıkartmaktı...



İmza pofi...

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Mektuplar...

       Ondan mektuplar geliyor,yanındaki kadından ise Ondan uzak durmam için tehtid mesajları..

      Bense yalnızca kendime yazıyorum,eskisi gibi buruşturup atılacak notlar... "ya gömleğinin cebinde kalırsa o kadın bulursa..."

      " Güzel kalan yaralar vardır. Sen de benim artık ancak izi belli olan zaman zaman yanlış dokunuş ya da mevsimsiz bir yağmurla sızlayan ama hep güzel kalan yaramsın. "
Ne benzetme ama!" Ne zamandır onla birlikte yaşamaya çalışıyorum,bunu öğrenmeye. Senin imgen,yaşam da değil de,kimi şiirlerde bulabildiğim bir boyut veriyor bana.Ne kadar uzaktasın,yanındaki kadını tanıyorum,katmanları aşmak istemeyen biri olduğunu biliyorum,böylesi daha iyi değil mi ? İnsan birinin içine girmeye,bu bilinmez yolculuğa çıkmaya kalkıştı mı o sonsuz girdaptan kurtulamıyor.Tekrar tekrar okuyorum yazdıklarını hala bir sevgi kanıtı,küçük bir kırıntı beklediğim için mi ? "Belki bi satırın,şu sözcüğün ardına gizlenmiştir." Hala beni sevdiğini bilmek için mi ? Çünkü senin varolduğunu bildiğim günler,telefonun çaldığı sabahlar,yanımda taşıdığım bir mektup,yakama taktığım bir iğne,gögüsüme kazınmış bir işaret gibi benle birlikte,istesem de istemesem de. Şimdi o salt aittlik duygusundan yüreğinin dibinde birşeyler,bu dünya da yaşaması imkansız bile olsa zaman zaman yeniden kuytulara atılmak için küllerin arasından yeniden doğacak birşeyler kaldı mı ? Yoksa gerçektensonsuza dek mekanın bir yerinde kendi başına yaşayacağına inandığım birşey "metafizik bir aitlik bir duygu,bir koku" tümüyle seni bırakıp gitti mi? Bunu, ölümcül bir sorunun cevabını öğremek istiyorum ...  "


        Bu mektubu da yırtıp attım. İçinde daha güzel daha acı bir sürü cümle vardı herhalde, onları yeniden hatırlamamak için attım ama sözcükler silinip gitmiyor,ne zamandır aynanın karşısında yüzümü temizlerken, giysilerimi çıkarırken nasıl olup da böyle kocaman bir kadına benzediğime şaşıyorum...

9 Ağustos 2011 Salı

Gün sonu çalan o telefon...

        Burada,kanalları değiştirip durduğum o gece, "o" gittikten birkaç saat sonra telefon çaldı,televizyonu kapttım,arayan oydu.

-Döndüm.
        Telefonu kucağıma alıp yere oturdum,karanlıkta,uzakta gemilerin ışıkları,yavaşça çekilip giderken renkler, cam yağmur damlalarıyla çizik çizik, birşey söylemedim.

-Orada da çok yağıyor mu ?



*Evet,sesini duyabilirsin..Gözlerimi kapatıp onu görmeye çalıştım,olmadı Daha çok sessizliklerle hatırlanabilecek bir konuşmaydı.

-Hayır,yağmuru duymuyorum ! seni de...Bugün ondan konuşmayacak mıydık ne yapıyordun ?

*Televizyona bakıyordum,birbirine eklenen görüntüleri izliyordum,seni düşünüyordum,öylesine oturuyordum...

       Kucağımda telefonla sigaraya ulaşamıyordum.. O ikimizide arayabilirdi , ikimizin telefonu da meşgul verecekti ama bunu bağlaamayacaktı. Hayır,adı bile geçmemişti,sanki tek buluşma noktamız o değilmiş gibi, herşeyden konuşmuştuk ondan başka...

-Seni aramak istedim, sesini...


*Dışarıda kocaman bir geminin ışıkları görünüyor.Evet bende seni aramak isterdim ama arayamazdım,iyi ki aradın,benden ne istiyorsun, ben de sen gittiğinden beri ...

-Gece görünüm çok güzel olamalı.

*Evet,şimdi buraya gelmek istemez misin,burada bu kocamangemiyi seyredebilir neden burada demirledğini düşünüp öyküler kurabiliriz..

-Evet, çok güzel ...

*Senin o kırmızı dudaklarını öpebilirim. Ne zamandır kimseye dokunmadım,kimseye dokunmak istemedim,sevişmeyi özledim,yalan da olsa yalnız olmadığımı hissettiren sarılamaları bile özledim.. Gideli bir kaç saa oldu seni tanıyalı bi kaç saat,seni özledim. Kimsin sen ? Seni özlemekten korkuyorum. Sen gittiğinde duyduğum bu oldu,korku... Neden korktuğumu bilmiyorum,hayır bilmiyorum. Sanki o hiç yokmuş gibi davranıyorum,sen de öyle, başka türlü bütün bunları düşünemem,hayal bile olsa bu titremeyi bütün bunları düşünemem , hayal bile olsa bu titremeyi duyamam.Pek çok acıdan ,sessiz bir bahçedeki uzun göz dalgınlıklarından tanımadığım insanlar arasındaki sonuçsuz arayıştan sonra bir ışık parçası,herkesin görmek istediği bir düş belki bu...



-Kapatmamı ister misin ?


*Hayır hayır orada... orada olduğunu bilmek güzel..Söylenecekleri bulamamak her zaman ki gibi ...
Belki de kapıdan çıkıp gittiğinde düşündüğüm doğru, seni bir daha asla yalnız görmemeliyim ve bu bulşma ikimizin arasında kalmalı, yalnızca biza ait bigün,kimsenin asla bilmeyeceği konuşmalarla dolu bigün,beyaz çiçeklerin,kahve kokusuyla,yağmur damlalarıyla dolu...

-Dudaklarının sessini duyuyorum...Sürekli ıslattığın dudaklarının sessini..
*Bende senin soluğunu duyuyorum,neredeyse sevişiyorum senle,burada..karanlıkta..gözlerimi kapatmış elimde telefon sana dokunuyorum,farkında bile değilsin...

      Bir kapı kapanıyor,merdivenlerden inen birilerinin sesleri,biriyle birlikteyken uzaklığı duymak,biriyle bunca uzaklıktan ona dokunmak...

-Sanki oradan hiç ayrılmamış gibiyim..Oturduğum yerdeki bütün ayrıntıları hatırlıyorum.Şimdi nerdesin ?

*Hemen gemen aynı yerde oturuyorum,yerde.. karanlıktaa....Şimdi nerdeyim....En azından olmak istediğim yerde değil..



-Seni öpmek isterdim..


       Telefon başında kızardığımı hissediyorum,büyük geminin ışıkları duruyor,başka gemilerin ışıkları gidiyor.. Hiçbir şey söylemiyorum.. Deniz kıyısındaki otellerden birinin adını söylüyor,çocukluğumda bile önünden geçtiğimiz,şehirin en eski otellerinden biri....

-Yarın sabah orada olur musun ? Sana anlatacak bir öyküm var..

*Öykülere dayanamam...

Gülüyoruz... Telefonu kapatıyorum....


     



İmza pofi...
sessiz bir öpücük..

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Derin suskunluklar



       Derin suskunluklarım var benim.. Söyleyemedim,nasıl söyleneceğini bile bilmediğim sözlere rağmen derin suskunluklar..







Dit Not: Bazen sadece bencilliğimizden,özgürlüğümüze düşkünlüğümüzden ya da başka bi bahaneden dolayı tüm umutlarımızı çöpe atarız.. 






İmza pofi..

12 Temmuz 2011 Salı

Masalın Sonu...

       Çakal ve Küçük kız'n garip hikayesi...


1.Senaryo : kız bişey söylemeden çeker gider ama hep aklına çakal gelir dipsiz bi kuyudur. O anı defalarca yaşar başka tepkiler verir her defasın da aslında içinde biraz da yanında kalma isteğim vardı der ama çakal bunu bilmez aynı şey onda da vardır. Unuttu bile beni der.. Beni napsn der içlenir.. Masal piç olur çocuklara anlatlmaz..

2. Senaryo : Kız tamam der yanındaym çakal olman umrumda degil ve birliktedirler artk... Az zaman uz zaman sonra kız sıkılr çakaldan gözünü kırpmadan ayrılır çeker gider masaln geri kalan kısmı kimse tarafndan bilinmemekte..

3. Senaryo : Bu masalı kendi masalnz olarak kabul edin istdgnz gbi bitirn masalı ama öle bi masal olsn ki çocuklara anlatlsn bn yazsaydm eger..
   Kız çakala birşey dememiş sarılmş öyle sessizdn bakmış gözlerine ne vaad ediosn bana demiş ne verebilirsin mesela dmiş nasl mutlu edeblrsn beni ? Çakalda dolapta vişneli pasta var getrde yiyelim dmiş :) ve o gündn snra her sey ikisi için güzel olmuş bhçeli bi evleri olmuş bhcelernde vişneler varmış köpekleri tavkları kuzuları varmş sıradan bi hayatları varmış cogu insanın yetnemcgi seyler ama onlar basit seylerle mutlu olablyolarmış ne drler snsuza kdar mutlu olmuşlar mıydı?

-Yok öle bi dünya!
  Kimi zaman zorlk cekmisler ama hayatlarndan memnun bi seklde yaşlanmşlar..





 İmza. Pofi...
Dip not.. Alıntıdır...
Yazar: L.yörük

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Pofi Abla Olduu..

       Kuşlar böceklr derkn sene.. neyse seneyi karıştırmayalım yaşım ortaya çıkıyr.

      Bi mayıs akşamı.. sen 14 de ben diyim 14 mayıs ben o zaman döt kadar birşeyim bütün aile toplaşmış ilgi benim üzerimde falan böyle bendeki havalar o biçim yani.. Derkn kapı çaldı ağzımda emzik tek kaşımı kaldırdım ( teee o zamanlardan başlamışım tek kaşımı kaldırmaya.. "hiç sevmem" -.^ ) bakıyorum kapıya.. 
      Leyleğn biri .!
    -  Ana o.O 
      Hacı noluyo falan derken bu torbayı bıraktı hoooob arazi tabi ... Neyse herkes bi heycan toplaşmş etrafına ay ne tatlı matlı birşey mıncıklıyorlar.. Merak ediyorum ama milletin koca kıçından birşey göremiyorum ki... Ama anladım hacı bizim papuç dama gitti yani var orada bi nane..Böle gözler benim emrah modu ama cool bi halde takılıyorum bozuntuya vermiyorum öhö möhö yok hacı kimse biplemiyo bizi dedim olmıyacak böyle bastım yaygarayı herkes dağıldı tabii.. Ohaaa ne göriym cücücüük çisemmcik.. boncuk boncuk gözlerr aha didim abla olduk iyi mi çıkarttım emziğimi verdm eline dedim.
     Bu hatun cücücüüük çisemcik artık benim kardeşim..
 Bu hatuna iyi bakın ilerde çok taş olcak..nitekim oldu da.. neyse tabi biz abla olduk havalar 2x arttı.. Küçük poficiğin aramıza katılmasıylaa..

 Öyle yani işte evlat. Bi havamı atıp gidiyim dedim öptüm ♥




İmza:Pofi..
Kalp kalp -.^

5 Temmuz 2011 Salı

Sonsuzluk rüyası..

  -Merhabaa..

  +Hala aydınlık içerisi..

  -Nasılsın bugün..

  +Bütün ışıkları kapattırdım, perdeler de çekildi ama içerisi hala yeterince karanlık değil...

  -İlaçlarını içmemişsin? Yine beni mi bekledin ?

  +Yooo yoo mavi renkli küçük olanları içtim..

  -Kaç kere söyledim böyle yaparsann.................


   Hatırlıyor musun ? Küçükken renkli şekerler vardı.. Bana onlardan alır mısın ? Bi de pembe balon .. Küçükken çok korkardım balonlardan ama bi o kadar da çok severdim. Korkardım çünkü ya patlarsa diye... patlar diye oynayamazdım bile öylece sönüp giderdi.

   Saat kaç ?
   Gitme vaktin geldi mi?
   Işığı kim açtı yine..Of kapatın şunu, söyle kapatsınlarrr..

  -Her yer kapalı ?

  +Hayır açık işte görmüyor musun gökyüzünü, güneş doğuyor sanki.. kuş sesleri geliyo.. Pencerede kuş mu var ?

  Kasıklarımda bi ağrı var, bi an aniden bıcak saplanıyor sanki, sonra sonraa karnım ağrıyor ve geçiyor sonra tekrar bi ağrı giriyor ve geçiyor.. tekrar tekrar.. Kalbim çok hızlı atıyor, sanki koşuyorum.. Nefes alış-verişlerim değişiyor soluk soluğa kalmış gibi derin ve hızlı...
  Başım ağrıyor, sanki.. sanki  beynimin içinde karıncalar yürüyor..

Çalan şarkıyı duyuyor musun..?  Aşık bi adamın son sözleri...

  Iımm.. çok yorgunum, gözlerim kapanıyor.Müziğin sessini mi kıstılar ? Nedn bu kadar az duyuyorum.. ?
  ışık .! ışığı kim açtı .. korkuyorumm nerdesnn elimi tut lütfen..
  Işıktan göremiyorum seni, nerdesin.?
  Birşeyler söyle sessizlik korkutuyor beni..Korkuyorumm.. kulaklarımda uğultu var duyamıyorum seni.. ışık ışık daha da parlak...


    ......







   "Kalbim değil acıyan... Bedenime hapisolmuş ruhum.."



İmza:Pofi.
Kalp kalp..

26 Mayıs 2011 Perşembe

    Ve ben hala senden uzağa gidemedim..

Farklı şehirlere gittim km'lerce uzağa...Günlerce sarhoş gezdim..Başka adamlarla tanıştım... başka insanlar başka tenler...

*Farklı duygular..

Ama yine de hep seni aradı gözlerim,ellerim... yüreğim..

Mesela sen bilmesende ben hep senin o en çok sevdiğin şarkıları dinledim...
Her yeni çıkan şarkının sözlerinde bize ait bi cümle aradım...


Bizi anlatan masallar dinledim
Bize benzeyen hayatları izledim uzaktan..

Bize benzeyen filmlerin o hüzünlü sahnelerinde ağladım saatlerce... Bir çok kez o sahneleri başa alıp tekrar tekrar izledim...


Mesela ben, birlikte gittiğimiz yerlere başka insanlarla gittim..Seni görürüm umuduyla değil ama ...Biliyorum göremiyeceğimi... Ben sadece bizden bi iz kalmış diye görmek için gittim...

....





Aynı anda tuttuğumuz dilekler vardı habersiz aynı anda sevdiğimiz şarkılar..
Biz bu şehri bile birlikte sevdik ... Şimdi birimiz yokken diğerimiz bu şehirn kargaşasında kaybolur yok olur...



Şimdi farklı şehirlerdeki iki yabancıyız ve bulunduğumuz şehirlerde kaybolduk yok olduk...Bittik..

Mesela Aşk Aldatmaz....

    Mesela Aşk...

      Garip bi duygudur.. Hep sorgularsınız kendinizi, özellikle de o aşk size acı veriyorsa... Neden? dersiniz sürekli *Neden o ?
*Neden canımı bu kadar acıtıryor ?
*Neden canımı acıtmasına izin veriyorum ?
*Neden vazgeçemiyorum...?
Nasıl dersiniz ?
... Nasıl başladı bu aşk..
Nasıl Bi an da herşeyim oldu..

Sonra daha karmaşık sorular dolanır aklınız da ... Bazen soruların cevaplarını bilseniz bile ihtimallere takılırsınız... kuşkulara vs..

Aslında herşeyi bi kenara atıp olduğu gibi yaşamak gerekmez miydi aşkı ?
Aşk bu değil miydi ?
Korkusuzca ve olduğu gibi sonuna kadar yaşabilmek...

........


         Anılar aldatır insanı...

        Mesela onunla geçen bi günü ayrılık sonrası bi kaç kez daha düşünün, gözünüzde canlandırın, aslında ne kadar sıradan ve basit bi gündür.. Sizin mutluluktan uçtuğunuz o gün aslında çok sıkıcı geçen bi gününzle aynı değerdedir... Yani anılar da yalancı, yaşadığınız o an sahte mutluluktan ibarettir aslında... Ama yine de o günü seversiniz... Çünkü onunla olduğunuz her an her kare özeldir ve güzeldir...

  Yani diyorum ki O'nlar hep bahanedir... Siz mutlu olmak istersiniz birisini seçersiniz ve sebebi o zannedersiniz.. Zaman,duygularınız ve anılarsa gerçeği gizler... Ta ki siz gerçeği görmek isteyinceye kadar...

.... Mesela aşk aldatmaz,bizi aldatan önce kendimiz ve kendimizi inandırdığımız duygulardır...

7 Nisan 2011 Perşembe

Simge Sağın



Simge Sağın- Başı Dertte..

Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte
O kendi kabahatini biliyo
Utanmıyo birde af diliyo
Giderse ben ölürüm sanıyo
Zavallım nasıl hayal görüyo
İlk günler her şey o biçim
Her cümlesinde canım cicim
Bugün artık bir karar verdim
Ruh eşim için kötü bir seçim
Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte
Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte
Başı dertte
O sadece kendini seviyo
Usanmıyo beni deli ediyo
Biterse ben ölürüm sanıyo
Zavallım nasılda inanıyo
İlk günlerde her şey o biçim
Her cümlesinde canım cicim
Bugün artık bir karar verdim
Ruhum eşim için kötü bir seçim
Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte
Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte
Başı dertte
Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte
Bana yalvaracak yine ağlayacak
Ama gelmesin o niyetle
Kaderin ona farklı bir sürprizi var
Başı dertte başı dertte







Simge Sağın - Ödeme Vakti

Yalnız Kaldığında Akıllandın mı
Aynalardan Utandın mı
Yüzüne Güldüm Diye
Kendince Umutlandın mı
Kara Listede Adın En Üstte
Kıyamam Şaşırdın mı
Söyle Ne Oldu Gözlerin Doldu
Duygulandın mı
Aşkımın Asaleti Var
Harcatamam Onun Kadar
Son Gülenin Vakti Geldi, Gülüyorum
Gerçeği Gördün Şimdi
Ondan mı Döndün Şimdi
Sana Bir Ceza Buldum
Veresiye Geçmez
Ödeme Vakti Şimdi




Albümde beğendiğim 2 şarkı... Bu yaz çok sık duyucağımız kesin...

28 Mart 2011 Pazartesi

Anne olmak..

        Merhaba bebeğim;
Aslında daha varlığın bile belli değil, belki de hiç ortaya çıkmayacaksın, bilmiyorum.. Bildiğim seni özlediğim ve umutla beklediğim...

      Uzun bi yolculuğa çıkmak üzereyim,bizim için geleceğe bi adım atıyorum. Sen geldiğin zaman herşey çok güzel olsun istiyorum,mutlu ol,mutlu olalım istiyorum.Hiç yalnız kalmamalısın mesela her an'nında ben olmalıyım ,sensiz geçen hiç bi saniyem olmamalı.Minik ellerinle dünyamı döndürmeni,sesinle dünyama ışık olmanı,mutluluğunla cennetim olmanı,tüm bunlar ve daha fazlası için herşey bebeğim bizim için tüm adımlar...

      Kime benzeyeceğini,nasıl birşey olacağını merak ediyorum bebeğim.Kömür gibi gözlerin olur belki...Gözlerin, saçların, teninin rengi,en sevdiğin şarkının, yemeğin,çizgi filmin vs ne olacağını kısaca herşeyini  çok merak ediyorum bebeğim.. Annen seni şimdiden çok merak ediyor nazar boncuğum,uğurtanem en kıymetli hazinem..

     Bazen korkuyorum bebeğim ya hiç gelmezsen diye.. Gelirsin dimi ? Çok bekletmezsin beni.
Gerçi sen gel yeter ki ben seni yıllarca beklerim. Biraz aceleci gibiyim haklısın bebeğim ama sana geç kalmaktan korkuyorum,sen geldiğinde gitmek üzere olmaktan... Seninle ağlayıp seninle gülüp, oyunlar oynayıp şarkılar söyleyip, derin uykularda uyuyp uyanmadan gitmek istemiyorum bebeğim...

    Geç kalma olur mu bebeğim,ben burada yarım da olsam seni bekliyorum.. Annen seni bekliyor bebeğim...



   İşte benim Gelecekte ki kızım... [Bebiş'i tanımıyorum nette tesadüfen buldum..]



İmza pofi.. kalp kalp mucuk
Dipnot: Kızım olursa adını linda koyabilirm :)) Bu resimdeki ufaklığın adı Linda'ymış :)) Maş..diyoruz..

22 Mart 2011 Salı

Bi Masal Anlat Bana..

   Şimdi uykuya dalmalıyım ve Huzur bulmalı yüreğim..

Yanımda sen olmalısın mesela.. En basitinden, hayalin olmalı gözlerimin ucunda..

19 Mart 2011 Cumartesi

5 Çayı

     Dilimin ucuna takılan bi şarkı sözü gibiydin.. Seni çok sevmeme gerek yoktu yani...
 






DipsizNot: Sakın sevgilim sakınnn sen gelme 5 çayına,o çayı zehir ederim sana .!

İmza:Pofi
möööcccüüüüuuukkk

15 Mart 2011 Salı

Aşk Bitti.

     Kaç gün oldu artık hatırlamıyorum açıkcası artık tın da değil içimdeki sen öldü.. Çünkü Aşk Bitti.

    Aşk Nedir?
    Gerçekten aşk nedir ? Ben bilmiyorum, hani önceden biri sorsa bilgece cevap verirdim inançlarıma göre ama şimdi görüyorum ki... Aşk değilmiş yaşamaya çalıştığım duygu.... Onca sene boyunca kendimi kandırdığım bi yanılgıymış..

Benim için aşk güvenmekmiş.. Sonsuza kadar uzaktan da olsa onu sevebilmekmiş,sevildiğini duymakmış..Onun yeşil gözlerinde kaybolup gitmekmiş..Hayatım da ilk olmasıymış..

Oysa herkes ne der.. Aşıksan adını duyduğun da yüzün kızarır,karnın ağrır....Bana hiç olmadı bunlar..Hoş benim gibi mide ağrısı çeken,mide kanseri olan ya da midesinde yara olan insanların hep midesi ağrıdığından,ilaçlarla yaşadıklarından bu aşk belirtilerini fark edemiyebilir...

Dedim ya ben hiç aşık olmamışım aslında...

      Zaten uzmanlar ne diyor "AŞK ÖLÜR" geri de sevgi,saygı,bağlılık,güven vs.. yoksa sadece acı kalır..

Hani sorsalar ister miydin aşık olmak diye.. Aşkı ölürken bittirdiğim birisiyle olacaksa neden olmasın derdim...
(Biliyorum içinizden öylesini bulursan bizi de ara diyorsunuz...Haklısınız öylesi yok.! )



Artık AŞK benim için ; Şıpsevdi sakizlarinin senelerdir gösterdiği çabadan ibaret.

  
   Bütün sakızlardaki notları biriktip sonra da öyle birisi bulmaya çalışmayın..."Aptal mısınız ? yok öyle biri dedik ya demin..." Bütün sakızlardaki notları toplayın uy1uygulayın ve uyguyabilecek bi adam / kadın bulun...

     Peki ya sen dediğinizi duyar gibiyim ...
Şuan Aşk umurum da değil tek istediğim sağlığıma kavuşmak.. Belki sonra o sakızları biriktiren bi adamla.. Neden olmasın ?





İmza :Pofi
Kalp <3



DipNot: Orjinal tek blog hesabım bu ve artık diğer twitter,face ve blog sayflrmı kpttm.

Kırık Ayna...

28 Şubat 2011 Pazartesi

Remember Me [ Beni Unutma..]

      Dün evrene yolladığım sinyaller sonucu bugün'nün güzel olması gerekiyordu..

Uyndığımda sancıdan ölücektim... Sanırım artık doktora gitme zaamanıı...Bütün gün aptal gibi dolandım ve sonunda film izlemeye karar verdim.. Bi kaç film seçtim ve filmi izleyenlerin yorumlarını okumaya başladım..
    Ve yorumlardan birindee...

   "Seni seviyorum , Seni özlüyorum  ve Seni affediyorum.., Bu üçlüyü ard arda söyleyecek kadar cesur degilim,işin aslı sevgimizi asla hafife almamak ve sevdamıza hep ama hep 1.planda şans vermek,inanın bence hayatın gerçeği bu SEVGİMİZ..."





    Okuyunca izlemem gereken filmin bu olduğunu düşündüm... Açıkcası çok sürükleyici bi film değildi yer yer sıkıldım da ama filmin konusu.. ve özellikle de filmin sonu beni çok etkiledi...Herkes birşeyleri affederek, değiştirerek hayatına devam etti...

Ve fark ettim ki ben kendimi affetmeye hâla hazır değilim...

    Zor olan bi hayatı kendim için daha da zorlaştırmaktan başka birşey yapmıyorum ve bunu bildiğim halde inatla kendimi cezalandırmam ... Evet kesinlikle akıllı işi değil... Zaten yaşadıklarıma bakarsam şuan burada olmam bile bi mucize... Yani ya mezar da ya da bi deli hastanesinde olmam gerekiyordu... Gerçi yakın zamanda sonum orası ama neyse...




Bugünün Özeti:  Evrenle aramda bi iletişim bozukluğu olduğu kesin.. Bana bugün, gününün ilk saatlerinde mutluluğu gösterip, ilerleyen saatlerde gözyaşlarımda boğulamamı sağladı.. Bu da gül sen güll ben senin nasıl olsa birazdan a..s... demesi sanırım... 

Teşekkürler sana evren ..! Bugün de günün galibi sensin ama bigün bana yenileceksin .!
İşte o gün için bugün somurtuyorum, tüm kahkahalarımı sana saklıyorum...


Aslında yazmak istediğim çok şey var fakat şuan kendimi hiç iyi hissetmiyorum o yüzden iyi geceler...





İmza: Pofi..
Kalp mucuk mucukkkk..

10 Şubat 2011 Perşembe

Sensiz yarım ve yetimim ben.

   Kendimi Tanıyamıyorum..

   Uzun zamandır yabancılaştım kendime.. Sessim, kokum,bakışlarım,ellerim farklı.. Bu ben değilim kendimi tanıyamıyorum.. Unutamıyorum vedasız gidişini... Sanki her gece yanımda, benimlesin.. saçlarıma dokunuyorsun, eskisi gibi hadi uyu artık diyorsun.. Uyuyamıyorum ki ! Yokluğun canımı acıtıyor.. 1 kez son 1 kez görmek istiyorum seni.. İMKANSIZ biliyorum ama, bari rüyalarıma gelsen orda sarılsam, o sevdiğim kokunu hissetsem.. Sana ait hiç birşey bırakmadılar bu evde, bu şehir de.. Zaten sen gittiğinden beri hiç sevemedim İstanbulu... Sanki..sanki nefes alamıyorum..Bütün şehir üstüme geliyor insanlar,duvarlar,ağaçlar.. Herşeyy .. herşeyyy canımı acıtıyor.. İçimde tarifsiz bi boşluk yokluğun,dolduramıyorum, kaçıp sığındığım bi tek sen vardın.. sende veda etmeden gittin.. Oysa söz vermiştin birlikte eminönündeki kuşlara yem atıcaktık,sonra birlikte doğum günümü tekrar kutlayacaktık....


    En çok ellerini özledim biliyormusun... Canım acıdığında, yaramazlık yaptığımda kaçıp sana sığınırdım, sende sarılır okşardın.. Geçti bak ! Ağlama hadi derdin... Geçerdi sanki...Sana hiç söylemedim geçtiğini... Çok severdim saçlarımı okşmanı,sırtımı sıvazlamanı... kucağında uyuyup kalmayı..

   Gittiğin günden beri bi tek senin eksikliğini yaşıyorum.Çünkü kimse senin gibi içten ve karşılıksız sevmiyor, Hiç kimse sinirli,huysuz hallerime katlanamıyor, hatta bencil olduğumu düşünüyorlar... En önemlisi kimsenin elleri dokunduğunda, senin ellerin gibi huzur vermiyor bana...

    Biliyorum Orada bi yerdesin ve beni uzaktan izliyorsun arada... Hatta kızıyorsundur da bana ağladığım için.. Gerçi ben seni hiç kızgın görmedim...

    Kendime kızgınım hemde çok.... gitmene izin verdiğim için , veda edemediğim için... Gitmeni hiç istemedim inan, böyle olmasını hiç istemedim.. Olmamalıydı da zaten böyle, sen gitmemeliydin Benimle kalmalıydın...Bu yalnızlık bu boşluk çok canımı acıtıyor,sığamıyorum bu koca şehire her yerde seni arıyorum.. İhtiyacım olan bi tek sen varsın yıllardır.. Her geçen yıl yokluğun daha çok canımı acıtıyor.. Zamanla geçer dedikçe daha çok yokluğunda kayboluyorum... Ve son 2 senedir herşeyi daha net hatırlıyorum.. gidişini.. vedasız gidişini...Önceden kolaydı herşey.. Gidişinden sonra kendimi kapattığım odam da günlerce ağlayarak unutmuştum herşeyi.. Şimdi herşeyi tekrar hatırlamak.. En ince ayrıntısına kadar hatırlamak... Dayanamıyorum..Ne kadar kaçmaya çalışırsam çalışıyım yokluğun tam kalbimin ortasında büyük bi boşluk...

     Aklımda intihara meyilli düşünceler.. Önce Ruhumu mu öldürmeliyim yoksa düşüncelerimi mi bilmiyorum...

Ağlıyamıyorum,sessiz çığlıklarımda kayboluyorum..

Bu sefer fazla kaptırdım kendimi dipten çıkamıyorum..



      Bu gece de gel yanıma rüyalarıma...Ellerinle dokun yine... Huzur ver bana.. Birazcıkta olsa kendimi affedebilmem için yardım et.. Bu yük çok ağır taşıyamıyorum sensiz....




 İmza pofi.. 
mutsuz mutsuz... Lanetli.

4 Şubat 2011 Cuma

Şoke eden yazı (:

      Töbeler olsun tüm aşklarıma...

  Son aşk faciasından sonra kabuğuma geri çekildim,Çünkü tam bi fiyasko oldu benim için...Zaten öyle aman sevgilim olsun, ay şu çocuk çok tatlı ayarlıyım,şununla takılıyım, geziyim falan gibi bi derdim hiç olmadı,olmaz, olmasın da bundan sonra..Hatta böyle hoşlandığım çocuk benle ilgilense bile bi şekilde ona uzak durmaya çalşıyorum. Bu tabi benim anormalliğimden sanırım ya da fazla detaycı olamamdan ya da...
   Tabi böyle diyorum ama bende zamannın da az nane yememişimdir. Mesela birisi benden hoşlanıyor diyelim, bunu belli etti, ben çaktım... Uzak dururum eğer istemiyorsam.. Baktım kaşınıyor.. Üstüne giderim çocuğun ayarlarını bozarım sonra arazi... Öyle de pis, nalet, kaşar bi huyum vardı.(Vardı diyorum çünkü yaşladım artık entrika falan hiç hiç uğraşamam) Ama vallahi bazıları hak ediyor arkadaş.. Bi'de bende başka sinir bi huy daha var.. Diyelim ki birisinden hoşlanıyorum iyi hoş güzel herşey harika... Oldu olacak aramız, mutluyum falan bekliyorum teklif gelsin diye.... Çat çocuk teklif etti ... O an bitti benim için.. Ulan hani teklifini bekliyordun şimdi noldu niye yan çiziyorsun dimi ? Yok anacım işte çocuk o teklifi yaptığı anda bütün sempatikliği gidiyor sanki, gözümde bi anda böyle balkabağı oluyor. Sanırım bu biraz bendeki güven sorunundan kaynaklanıyor... Erkeklere hiç bi zaman güvenemiyor oluşumdan..

Tabi elbette her kız gibi benimde güvendiğim erkekler, Babam ve Abim !Gerisi Tırrrt.

     Gerçi yalan olmasın 1 kez Babam ve abim dışında birisine güvenmek gibi bi hata yaptım.. O da minnoş. Tabi tam bi hayal kırıklığı oldu benim için ama akıllandım... Neyse onunla ve diğerleriyle ilgili birşey yazmıcam. Gereksiz..Hayır yok okurlar falan sonra kendileri birşey zannetcekler hiçç hiiçç gerek yok anacım. Çekemem kimseyi..!

Keşke Birisine Güvenebilseydim.. Yani Aşk dünyanın en güzel duygusu.. İnsan Dünyayı bile pembeye boyayabilecek kadar pozitif enerjiyle doluyor.. Yani ben aşık olunca öyle oluyorum.. Neyse (:

Kısacası anacım bu devirde aşk meşk tırt olay. Hani sevmek yetmez, yetmiyor, yetmedi....
 
 Vee Gelelim yazının asıl Sebebine...
Aşktan umudum yok ne yalan söyliyim ama benim de aklımda herkes gibi Hayalet bi adam var ve ona aşığım.. Birlikte olduğum insanlarsa onun çakması sadece.. Hani birgün beni bulsa ya da ben onu hiç fena olmazdı..


....
    Bir kaç gün önce...
   Çalışmaya çalışıyorum pc başında.. Böyle bi ilham gelse diye bekliyorum, tabi bahane :)) nette takılıyorum twitter,face,youtube,msn falan...Egemenciğimle konuşuyorum bi yandan da Ataman(egemennin kardşi) Twttr da saçma salak geyik yapıyoruz .d o ara bi twit attım ilham gelse de çalışsam falan diye. İşte Twittime karşılık verenler falan var Hatta birisii delikanlı elementin izotopu olmaz;homofobik kimyager atasözü. yazmış koptumm. Gülüyoruz falan böyle egemen falan sonra senoş'ma da yazdım falan neyse efendim 1-2 twit geçti aradan @sicmalayanadam: "izlediğim flimlerin birinde çocuk kızı görmeden seviyor hayatının anlamının o oldugunu söylü.. acaba gideri olurmuki..?" diye bi twit attı. Bende hani ilham twitme karşlk zannetim cvp olarak "o da bişi mi ben hiç tanımadğım bi adama aşığım :/ " dedim anem bi iki twit geçti bunun blog sayfası olduğunu öğrendim. Malum bende blog sayfamı yeni açtığımdan böyle blogu olanların yazılarını inceliyorum falan neyse efendim bende bunun blog sayfasına girdim işte 2 tane yazısını okudum güldüm falan derken bi anasyfa yaptım Anam o ne benim resimim... Töbe bismillah noluyor.. http://www.meloadam.com/?p=286 Aşık Oldum Lan.! diye de bi başlık..Tabi merakla hemen yazıyı okudum ama nasıl gülüyorum anlatamam sizlere... hemen yazıyı senoş'ma ve anıl'a yolladım.. senoş'm da çok güldü facete paylaştı yorumlaştık falan...Anıl... baya bi payladı, kızdı bana (: Neyse... Ay böyle ne yorum yapsam ne desem bilemedim hele yazıdaki.. sinemadaki gibi slow montion eşliğinde karşılaşıncaya dek görüşmek üzere balım, kısmında koptum, şaşkınlık falan daha anca yorum yapabiliyorum bu konu da...

     Yani hiç tanımadığım bi insannın böyle bi yazı yazması falan gerçekten çok hoş, çok güldüm çok eğlendim.. ama biraz da bozuldum arkadaş doğruyu söylemek gerekirse.. Ne bilim Eski aşklarıma falan sitem ettim. Ulan öküz herifler bakın çocuk hiç tanımadğı birisi için ne güzel şeyler yazmış.. Siz sözdeeeee aşıktınız bi de... kalıbınıza sizin ..... !


     Hani hep bu tarz, beni şaşırtıcak ilginç bi olayı sevdiğim insan yapsın istedim.. Kısmet hiç tanımadğım birisinden olmasınaymış napalım (:


     Daha yazıcak çok şeyim var aslında ama fazla bıdı bıdı yapıp kafa ütülemek istemiyorum. Bugün mutluyum yani öyle çok mutlu değilim ama mutluyum öyle de kalmak istiyorum.. "Mutluyum derken bile bi garip gelio artık ya" Neyse yarın abimin gelicek olmasından dolayı bi sevinç,heycan...biraz da hüzün karışımı bi duygu seli var üstümde..

Yazıma son vermeden Barış'a çok teşekkür ediyorum yazısı için (:  Çok güzel,hoş bi yazı olmuş, çok güldüm, çok eğlendim okurken ve Umarım slow montion eşliğinde aradığın kişiyle karışılaşırsın diyor yazıma son veriyorum.



İyi Geceler
İmza Pofi. (:

3 Şubat 2011 Perşembe

14 Şubat, Aşk ve Eski sevgili..

   14 Şubat'n yaklaştığı şu günlerde herkes de bi eski sevgiliye dönme durumunu görüyorum.Bu okuduğunuz bi kitabı tekrar okumak gibi ve kitabı sevmiyorsanız içiniz sıkılır..Tek derdiniz 14 şubatta yalnız olmamaksa..Böyle hatalar yapmayın evladım..!


Seviyorsanız neden ayrılıyorsunuz...?
Ayrıldınız, bitti, bırakın öyle kalsın..

   Gerçi bu derin bi konu. Kendi ilişkilerime bakarak söylüyorum bazen sevemekte yetmiyor. Çünkü günümüz bayan ve erkekleri, aşklarına, ilişkilerine başka bi boyuttan bakıyor artık..para+seks=sevgili,düzenli seks=evlilik  gibi...Ve siz  ilişkinizin belli bi kalıp, şekil içinde olmasından hoşlanmıyorsanız "Bazılarının Tabiriyle Eski Kafalıysanız" Doğaçlama yaşamak istiyorsanız.. Mutsuz sonlara alışmanız gerek..Sadece sizin duygularınızla hareket ettiğiniz bi aşk, Aşk değildir..
   Aşk 2 kişiliktir..! Bazı insanların heycan, fantezi olsun diye 3. bi kişiyi ilişkilerine dahil etmesi...[Bu 3. şahıs arkadaş, aile, o, bu, şu, herhangi biri] Bence büyük bi saçmalık ve doyumsuzluktur.
    Eski Aşklar Yok Artık..
Önceden bi kızla bi erkeğin el ele tuttuşmasını bırak mektuplaşması bile büyük olaymış.. Düşünsenize o kızın, o adamın mektubu sevdiğine ulaştırabilmek için çektiği çileyi... Mahallenin ufak çocuğu bi şekerle bi balonla kafalanıcak,tembihlenicekte, mektup sevdiğine ulaşıcak.. oohhoooooouuww.. Ah bi de o mektup sevdiğine değilde bi başkasının eline geçti.. Aman allah !!
   Kısaca özetlersek kolay ulaşılamayan herşey daha değerli ve kıymetlidir. Özeldir.. Aşk imkansız görüneni sever.
Şimdi oturup size bende böyle bi aşk istiyorum demicem.. Yok arkadaş zor çok zor .. Hani karşınızda da böyle bi ilişki isteyen insanı bulsanız bile, ilişkinizi bu koşullarda özenle korumanız zor... 
Çünkü;
   - Zaman ve nesil farkı var.. 
   - İstek,arzu ve beklentiler değişti..
   - Teknoloji çok gelişti..

 - Zaman ve nesil farkı : Yıl 2011 ve artık modern bi yaşam biçimi, kişisel özgürlükler ,haklar vs. yani bugün Aşk-ı memnun gibi bi diziyi birebir yaşıyanlar var... Babasının yanında ben Justin bieber aşığım diyen onun için ağlayan ergenler var ve en kötüsü.. Arzulamayı,hoşlanmayı,el ele tutuşmayı vs. aşkla karıştıran bi toplum var. Ne demk istediğimi anladınız (:
- İstek,arzu ve beklentiler değişti.. :  para+alkol+seks gibi bi üçlü var...
- Teknoloji çok gelişti.. : Teknoloji aşktaki en büyük etken.. Çünkü sevgilinin yediği her naneyi bi kaç tıkla netten yada cep telefonuna gelen mesajlardan öğrenebiliyorsun...vs.
   Gün geçtikçe değişen tercihler,yaşam biçim vs... Aşkınızı bir şekilde etkileyecektir.. Çok fazla kolaylaşan hayat yüzünden olsa gerek "ki bence böyle" ilişkilerde doyumsuzluk fazlalaşıyor. Bu yüzden bi taraf ya daha fazla seviyor,sevilmiyor ... Ya da seviliyor ama sevemiyor...

        MODERN AŞKIN TEK ÇÖZÜMÜ
En önemli şey.. Kişilerin doyumsuzluklarının bitmiş olması.!
Kendisini bilmesi ve ne istediğini bilmesi.
Sonra GÜVEN,Saygı ve sevgi....vs.

Neyse konumuz çok başka boyutlara gitmeden ....
Diyorum ki:
   Arkadaşım .!
   Eski sevgiline dönüyorsun iyi hoş güzel de, gerçekten istediğin o mu ? Daha düne kadar adını anmıyordun.! Tamam belki yaran vardı seviyordun bitmesini kabullenemedin falan vs. şimdi de barıştın iyi hoş... peki ya sonra ? Devamını getirebilicek misin? Gerçekten bu aşkı sonuna kadar devam etirebilecek misin ? Neden ayrılmıştınız ? Ayrılık sebebiniz olan sorunları çözebilir misiniz? Onu olduğu gibi kabullenebilir misiniz? O sizi olduğu gibi kabullenebilir mi? Aradığın kişi o mu ? Sonunu görebiliyor musun ?
      En önemlisi bu.. bir ilişkiye başlarken bilirsiniz ya sonu vardır ya da yoktur... Bilmiyorum diye bi seçenek yoktur... Ya olur ya da olmaz..! Olmuyorsa zorlamayın bırakın yaşananlar güzel bi hatıra olarak kalsın.. Kişiye ve kendinize saygınız yoksa aşkınıza olsun.. İlla birbirnize beddua ederek ayrılmak zorunda da değilsiniz...
   Ve bazen doğru kişi bulmak için 14 Şubat gibi özel günlere yalnız girmek gerek en doğrusudur bunu unutmayın..
Gereksiz barışmalar duygularınızı,düşüncelerinizi yorar..

  Bu konu çok derin bu konuda böyle uzar gider o yüzden .... Şimdi aranızda sırf 14 şubata yalnız girmemek için eski sevgilisiyle barışan, barışmak isteyen, barışmaya çalışan varsa... Tekrar düşünsün diyorum...







DipNot: Hiç bir sevgililer gününde yalnız değildim çünkü sevgilim "BABAM" hep yanımdaydı.!




Pofidik günler.
Kalp kalp mucuk. (:
İmza pofi.

1 Şubat 2011 Salı

Saat Sabahın Altısı Ve bu Son Sigaram..

Müzik Kutusundaki şarkıların hikayelerini tek tek anlatıcam demiştim... İşte İlk Yazım...


  Son bi sigara yaktım uyumadan önce..
  Bu da son düşlerim gibi.. Umutlarım gibi...
  Yanıcak ve yavaş yavaş son bulacak !

"Yorgunum gücüm tükenmiş, sesim az ellerim çaresiz, sen hiç benim gibi düştün mü..? " Aslı bu şarkıyı benim için yazmış sanki.. Her kelimesin de kayboluyorum, her kelimesinde başka bi ben, başka bi anı..


Hayat için kurduğum uzun cümelerim vardı, her satırı mutluluk...
  

    Şimdi karanlık bi oda da önümde pişmanlıklarm, paramparça olan hayallerim ve son sigaram..Hep son diyorum içtiğim sigara için.. Bu Son Bırakıcam ! Bi Daha İçmicem.. ! Bir de onun yüzünden döktüğüm gözyaşlarıma diyorum bunu... Bu son bir daha asla asla aslaaaaa...  Ama her yeni gün de yineden tekrar tekrar tekrar yapıyorum bunları..
    Nerden başlamalı ki... Son kadehi kim için kaldırmalı ki...
    -Bilmiyorum..

  Gözlerimi kapatıyorum, derin bi nefes alıyorum... bu arada 2. sigaram bu .. Bu da son bee..soonnnn... 
  Nasıl başlamıştım bu merede, nasıl bulaşmıştım ben bu işe...


heeh hatırladım..."Son 1 Sigara Daha... Bu da son :)"

  Bi zamanlar bi çocuk sevmiştim Bay Y yani Minnoş. görseniz böyle deli dolu bi aşk yaşıyoruz hergün birlikteyiz,mutluyuz falan herkes bizi konuşuyor,imreniyor ooo... film gibi herşey yani... Ve her filmdeki olduğu gibi, bi kötü adam kızla çocuğu ayırır ya... Ayırdı biri de bizi..Neden mi?  O da sözde kıza(bana)aşık'tır...
  Tam 1 hfta geçmişti ayrılığımızdan duydum ki başkası var.. İnanamadım yok arkadaş olamaz daha 1 hfta oldu bu kadar çabuk beni unutup bi başkasını bulmuş olamaz ben burda ondan bi haber beklerken o beni 1 günde silip atmış olamaz ! Hani seviyordu ? hani bensiz olamazdı ?.. yahu bu çocuk beni 1 gün görmeyince deli oluyordu özlüyordu..! yoo yoo inanmam yalandır dedim.. APTALIM !
   APTALIM.. diyorum çünkü başka bi tende beni unutmak için, gerçekten birini bulmuş.. Bi de kızı bana karşı korudu... Vay bee... daha 1 hfta öncesi beni arkadaşlarına karşı koruyamıyan çocuk 1 haftadır tanıdığı insan için benden vazgeçmeyi bırak bana karşı koruyordu...Aslan kesildi, Erkek oldu bi anda... (:
   APTAL bende o hayal kırıklığıyla oturdum sabaha kadar ağladım 1 paket sigara içtim nefesim daraldı.. tıkadım..Ölüyorum zannetim, böyle hık hıııkk gidiyorum resmen, sonra sanki bi anda, birşey oldu, geçti, kendime geldim... O an sildim gözyaşlarımı... Kızım kendine gel, sen burada ağlıyorsun o fosur fosur uyuyor değer mi? bak ölüyordun neredeyse .. hiç yapmadığın şeyi yaptın ..ki Sen sigara dumanına tahammül edemezdin... Onun yüzünden, ona olan kızgınlığından, onun yaşattığı hayal kırıklığından...
*Dedim yaa Ben APTALIM.
  
VE o günde saat Sabahın Altısıydı .. Gökhan Türkmen ~ Rüya şarkısını dinliyordum(şuan da onu dinliyorum)
 
    Önceleri çok kızıyordum Bay L "böğürtlen" beni Minnoş ile ayırdığı için belki o olmasa böyle olmazdı [Bu arada Bay L ve Bay Y arkadaşlardı Bayan S ile de Bay L Tanıştırmış Bay Y'yi öyle diyorlar bilemiyorum tabi orada çok fazla entrika var ve ben hiç birinin asıl gerçeğini bilmiyorum önceleri çok merak ediyordum da şimdii... şimdi pek umurmda değil açıkcası.. ne de olsa geçmişte kaldılar.]  Sanırım asla nasıl olacağını bilemiyeceğim bi son bu...Daha farklı bi sonu olurdu belki evet ama aynı acı olurdu eminim... Çünkü başlarken de biliyordum SONU YOKTU ve ben bile bile ateşe attım kendimi...
    Aslında ben filmlerdeki kötü adamları, kötü kadınları daha çok severim hep... Çünkü asıl sevdiği onlar da saklıdır.. Sevdiği ondan nefret etse bile pes etmeden, sevgidiğinin yanında olmak için çabalar....  
    Ve yalan değil bende Film'mdeki kötü adamı sevdim. öyle aşk falan değildi yakın bi arkadaşınızı sever gibi düşünün.....Ben Film'mdeki kötü adamı ona yaptıklarıma rağmen beni sevdiğini zannettiği için, beni mutlu etmek için yaptıkları, yapmaya çalıştıkları için sevdim, değer verdim.... O benim karşıma yanlış zamanlar da çıkan adamlardan birisi sadece...
   Malesef.... Ben minnoşa aşıktım ve mutluluğumu benden çaldığı için böğürtleni hiç affetmedim.. Ve Böğürtlen'nin yaptığı en büyük hata... Bir Başkasının mutluluğunun yıkıntılarına, mutluluğunu inşa etmeye çalışmaktı...  Şuan biten şarkı... Nilüfer~ Çok Uzaklarda ...

 Sanırım Anlamışsınızdır... Rüya şarkısı Minnoş'u... Çok Uzaklarda Şarkısı Böğürtleni hatırlatır bana...

Onların Dostluğu pamuk ipliğiydi ben o ipi koparttım ve bağlamaya çalışırken orada düğüm olup kaldım...
       Bi Zamanlar Tabi... Şimdi ipte yok düğümde...



Saat Sabahın Altısı dedik dediktee...Saat 7 oldu bee.. !

Neyse bu Son Sigaram...
 

        Son dediğim Herşey gibi...


İYİ SABAHLAR...

Şimdi bi dilek tutsam ve yanımda olsa yine
 
Dipsiz Not: Ben yapmadım ama Siz Sonların Sonunu Getirin .!
İMZA: Pofidik (:




.Kalp kalp mucuk.