9 Ağustos 2011 Salı

Gün sonu çalan o telefon...

        Burada,kanalları değiştirip durduğum o gece, "o" gittikten birkaç saat sonra telefon çaldı,televizyonu kapttım,arayan oydu.

-Döndüm.
        Telefonu kucağıma alıp yere oturdum,karanlıkta,uzakta gemilerin ışıkları,yavaşça çekilip giderken renkler, cam yağmur damlalarıyla çizik çizik, birşey söylemedim.

-Orada da çok yağıyor mu ?



*Evet,sesini duyabilirsin..Gözlerimi kapatıp onu görmeye çalıştım,olmadı Daha çok sessizliklerle hatırlanabilecek bir konuşmaydı.

-Hayır,yağmuru duymuyorum ! seni de...Bugün ondan konuşmayacak mıydık ne yapıyordun ?

*Televizyona bakıyordum,birbirine eklenen görüntüleri izliyordum,seni düşünüyordum,öylesine oturuyordum...

       Kucağımda telefonla sigaraya ulaşamıyordum.. O ikimizide arayabilirdi , ikimizin telefonu da meşgul verecekti ama bunu bağlaamayacaktı. Hayır,adı bile geçmemişti,sanki tek buluşma noktamız o değilmiş gibi, herşeyden konuşmuştuk ondan başka...

-Seni aramak istedim, sesini...


*Dışarıda kocaman bir geminin ışıkları görünüyor.Evet bende seni aramak isterdim ama arayamazdım,iyi ki aradın,benden ne istiyorsun, ben de sen gittiğinden beri ...

-Gece görünüm çok güzel olamalı.

*Evet,şimdi buraya gelmek istemez misin,burada bu kocamangemiyi seyredebilir neden burada demirledğini düşünüp öyküler kurabiliriz..

-Evet, çok güzel ...

*Senin o kırmızı dudaklarını öpebilirim. Ne zamandır kimseye dokunmadım,kimseye dokunmak istemedim,sevişmeyi özledim,yalan da olsa yalnız olmadığımı hissettiren sarılamaları bile özledim.. Gideli bir kaç saa oldu seni tanıyalı bi kaç saat,seni özledim. Kimsin sen ? Seni özlemekten korkuyorum. Sen gittiğinde duyduğum bu oldu,korku... Neden korktuğumu bilmiyorum,hayır bilmiyorum. Sanki o hiç yokmuş gibi davranıyorum,sen de öyle, başka türlü bütün bunları düşünemem,hayal bile olsa bu titremeyi bütün bunları düşünemem , hayal bile olsa bu titremeyi duyamam.Pek çok acıdan ,sessiz bir bahçedeki uzun göz dalgınlıklarından tanımadığım insanlar arasındaki sonuçsuz arayıştan sonra bir ışık parçası,herkesin görmek istediği bir düş belki bu...



-Kapatmamı ister misin ?


*Hayır hayır orada... orada olduğunu bilmek güzel..Söylenecekleri bulamamak her zaman ki gibi ...
Belki de kapıdan çıkıp gittiğinde düşündüğüm doğru, seni bir daha asla yalnız görmemeliyim ve bu bulşma ikimizin arasında kalmalı, yalnızca biza ait bigün,kimsenin asla bilmeyeceği konuşmalarla dolu bigün,beyaz çiçeklerin,kahve kokusuyla,yağmur damlalarıyla dolu...

-Dudaklarının sessini duyuyorum...Sürekli ıslattığın dudaklarının sessini..
*Bende senin soluğunu duyuyorum,neredeyse sevişiyorum senle,burada..karanlıkta..gözlerimi kapatmış elimde telefon sana dokunuyorum,farkında bile değilsin...

      Bir kapı kapanıyor,merdivenlerden inen birilerinin sesleri,biriyle birlikteyken uzaklığı duymak,biriyle bunca uzaklıktan ona dokunmak...

-Sanki oradan hiç ayrılmamış gibiyim..Oturduğum yerdeki bütün ayrıntıları hatırlıyorum.Şimdi nerdesin ?

*Hemen gemen aynı yerde oturuyorum,yerde.. karanlıktaa....Şimdi nerdeyim....En azından olmak istediğim yerde değil..



-Seni öpmek isterdim..


       Telefon başında kızardığımı hissediyorum,büyük geminin ışıkları duruyor,başka gemilerin ışıkları gidiyor.. Hiçbir şey söylemiyorum.. Deniz kıyısındaki otellerden birinin adını söylüyor,çocukluğumda bile önünden geçtiğimiz,şehirin en eski otellerinden biri....

-Yarın sabah orada olur musun ? Sana anlatacak bir öyküm var..

*Öykülere dayanamam...

Gülüyoruz... Telefonu kapatıyorum....


     



İmza pofi...
sessiz bir öpücük..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder